• hemen "e para olsa biz de villada yaşardık zaten yarram" demeden bir dinleyin sevgili yoldaşlar.
    bir düşünün gecekondu yıllarınızı ve mahalle kültürünü. o yılların huzuru ve mutluluğu asla gelmedi dimi? çocukluğunuzdan beri ona özlem duyuyorsunuz biliyorum.
    yıllarca bizlere apartmanda yaşamanın muhteşem bir şey olduğunu anlatıp durdular. o geniş ve bahçeli evlerimizi bırakıp cahilce bir apartman dairesi için götümüzü verecek seviyeye nasıl çıkarttılar bizi bir düşünün. kutu gibi evlere bizi hapsedip psikolojimizi bozdular.

    peki neden?

    çünkü 1 daireye belediye hizmeti götürmektense aynı arazi üstünde çıkmış bu ucube apartmanlarda yaşayan 20-30 aileye hizmet götürmek daha kolay ve masrafsız. halbuki gecekondusunu yıktığın aileye daha modern bir villa yapmaktır gerçek bir kentsel dönüşüm. afedersiniz de ben bunların kentsel dönüşüm anlayışını silkeyim. bu nasıl dönüşüm amk?

    babasından dayak yiyen çocuğun kaçıp saklanacağı oda yok lan. gecekondu olsa taraflar çıkar evin çatısına, bahçesine, garajına falan biraz kafa dinlerdi eskiden. bi keresinde babam kardeşimi salonda 5 dakika dövmüştü, kardeşim yan odaya kaçınca babam biraz dinlenip yan odada bir 3-5 dakika daha dövmüştü. bu şekilde evin her odasında dayak yemişti kardeşim.

    bu zulüm ve bu cehalet bitsin artık.

  • 4 tarafı çevrili apartman parçası olduğumuz için bütün komşuların sesi bizde, yan evin çamaşır makinesi sesini duyuyorum akşam 10da. torunlarının evde boylu boyunca koşturmalarını saymıyorum bile. bu çileden acilen kurtulmak istiyorum