tim cahill 1. nesil yazar

(bkz: zurna dürüm)

üst menüde "çad" diye bir buton olmalı. basıldığı zaman ya en beğenilen entrylerden birini getirmeli ya da sadece çad ile ilgili açılmış başlıklar gelmeli. sözlük yönetiminin çad'a gereken önemi vermesi gerekir. çad kırmızı çizgimizdir.

açıkçası "entry" hiç cahil sözlük'e uygun değil. bize has bir kelime bulmamız lazım.
benim önerim çad'ın resmi dillerinden olan arapça'da entry kelimesinin karşılığı olarak çıkan "dukhul" kelimesi. evet, önerileri alalım.

özellikle yaşlı ve seküler bireylerde görülen bir çeşit hastalık.
ya çok saygıdeğer amk teyzesi ben senin mülteci düşmanlığına gönderme yaparak iktidarı eleştirme gibi bir sohbetine niye eşlik edeyim ya. benden o enerjiyi nasıl alıyorsun da kafamı sikmeye çalışıyorsun. senin beş para etmez siyasi analizlerini dinlemek zorunda mıyım? ayrıca sen kimsin amk?

ankara çok göç almışmış da, trafik şöyle böyle olmuşmuş da. e senin 50 yıldır oy verdiğin chp bu sorunu çankaya'da çözseymiş amk? biraz da onları eleştir. götümüzü yırttık tip'e verin, çankaya'da değişim şart diye. yüzde 6 alabildik amk çankaya'sından adsjhdjsda

yemin ederim iktidardan 10 birim nefret ediyorsam, bu chp ve kitlesinden 50 birim nefret ediyorum. hepsi aynı bokun laciverdi.

benim için bir cahil turnusoludur bu.
içinde 31 geçen bir esprinin şu yaşıma kadar komik olduğuyla karşılaşmadım. olabilecek en alt mizah seviyesinin eğlence aletidir bu. benden size tavsiye sevgili dostlarım. biri size 31'e gönderme yapan bir espri yapıyorsa oradan uzaklaşın. silin o kişiyi.

"yarra yering" şaraplarının sponsor olabileceği radyo kanalı.

görsel

erkek: çınar
kız: yersu

küçük sikli bir cahil sanırım.
üzülme kardeşim. 9 ideal değil ama yeterli diyorlar. moralin bozuk olduğunda mesaj atabilirsin. çok güzel överim ben. az önce fars edebiyatını, sabah da fransız sinemasını övdüm. bana güvenebilirsin.

yazarının kime seslendiği meçhul olan şarkı. yüksek ihtimalle bir pezevenge yazılmış.

bir erkek olarak feminizme destek veriyorum.

tabi ki türkiye işçi partisi'ne ve adaylarına.

evet. yıllarca bize edebiyatın ve sanatın aslında bilimsel gelişmelere yön verdiği falan anlatıldı. biliyorum yazacaklarım hoşunuza gitmeyecek fakat edebiyat (özellikle de şiir) tam anlamıyla insanları teorik kitaplardan uzak tutmaya yarayan en güçlü silahtır. içinde okuma aşkı olan, kitap sevdalısı yüzbinlerce insanı "yok ince memet ağayı pandiklemiş, yok bihter behlül'ün götüne kaşağı sokmuş, yok anime, yok vampir hikayesi" gibi skim sokum hayal ürünü şeylerle gerçeklerden uzak tutmaya yarıyor maalesef edebiyat dediğimiz şey.

bi kitabevine giriyorsun ve binlerce aşk romanının arasından o çok değerli teorik kitaba ulaşamıyorsun. neden? çünkü gece gündüz yazar ve şair övüyorlar bize. yücelttikçe yüceltiyorlar. yok cemal süreya aslında tek y harfini şundan dolayı kaldırmış, yok ahmed arif acaip aşıkmış, nazım hikmet aslında bir dahiymiş diye diye dünyadaki bütün asosyallerin bu tarzda eser üretmelerine sebep oldular. ya sikeyim aşkını kafiyesini arkadaş. biz neden açız? neden daha iyi yönetilmiyoruz? neden bir yerlerde sürekli fakirler ölüyor? trafik kazalarını nasıl engelleriz? küresel ısınmaya kimler neden sebep oldu? gibi gibi binlerce önemli konu varken dostoyevski'nin betimlemelerini niye okuyoruz biz zorla. hadi okuduk diyelim, niye ortamlarda bunu anlatıyoruz sürekli amk. kime ne faydası var kiraz ağacının gölgesinde dinlenen raskolnikov'un, anasını sikeyim karamazov kardeşlerin.

özetle edebiyat bütün dünyanın başına bela olmuş bir cehalet yakıtıdır. okudukça ve ortamlarda karı kız düşürecem diye bunlardan bahsettikçe bu ateşi harlarsın.

götüne güvenen youtuberın yayın açılış cümlesi.

hemen "e para olsa biz de villada yaşardık zaten yarram" demeden bir dinleyin sevgili yoldaşlar.
bir düşünün gecekondu yıllarınızı ve mahalle kültürünü. o yılların huzuru ve mutluluğu asla gelmedi dimi? çocukluğunuzdan beri ona özlem duyuyorsunuz biliyorum.
yıllarca bizlere apartmanda yaşamanın muhteşem bir şey olduğunu anlatıp durdular. o geniş ve bahçeli evlerimizi bırakıp cahilce bir apartman dairesi için götümüzü verecek seviyeye nasıl çıkarttılar bizi bir düşünün. kutu gibi evlere bizi hapsedip psikolojimizi bozdular.

peki neden?

çünkü 1 daireye belediye hizmeti götürmektense aynı arazi üstünde çıkmış bu ucube apartmanlarda yaşayan 20-30 aileye hizmet götürmek daha kolay ve masrafsız. halbuki gecekondusunu yıktığın aileye daha modern bir villa yapmaktır gerçek bir kentsel dönüşüm. afedersiniz de ben bunların kentsel dönüşüm anlayışını silkeyim. bu nasıl dönüşüm amk?

babasından dayak yiyen çocuğun kaçıp saklanacağı oda yok lan. gecekondu olsa taraflar çıkar evin çatısına, bahçesine, garajına falan biraz kafa dinlerdi eskiden. bi keresinde babam kardeşimi salonda 5 dakika dövmüştü, kardeşim yan odaya kaçınca babam biraz dinlenip yan odada bir 3-5 dakika daha dövmüştü. bu şekilde evin her odasında dayak yemişti kardeşim.

bu zulüm ve bu cehalet bitsin artık.

(bkz: apartmanda yaşamak cehalettir)